GEROFAM TIP DERGİSİ
  Editörün Yazısı
 

 



KANITA DAYALI, HAKEMLİ, GERONTOLOJİ YÖNELİMLİ AİLE HEKİMLİĞİ DERGİSİ


 
GeroFam Dergimizin ilk sayısına hoş geldiniz!


        GeroFam Dergisi ilk sayısı ile birlikte kanıta dayalı, hakemli dergi olarak yaşlı bireylerin sorunlarıyla ilgili yayınlara yer verdiği gibi; tüm yaşam döngüsünü kapsayan ve özellikle etkin yaşlanma kavramı (active aging concept) çerçevesinde yaşlanmayı önleyecek derlemeler ve orijinal araştırmalara da yer verecektir. Türkiye’de Geriyatri ile ilgili birçok dergi bulunmasına rağmen, bu tarz bir dergiye gereksinim de giderek artmaktaydı. Sağlık sistemindeki değişimler ve birinci basamak hekimlerinin giderek bu sistemin merkezinde yer almaları, sahada sağlıklı birey ve hastalara daha iyi ve nitelikli hizmet verebilmeleri için bilgi ve beceri gereksinimini doğurmuştur.

           Ülkemizin de maruz kaldığı demografik değişimi ve özellikle en hızlı yaşlanan ülkeler arasında bulunmasını göz önünde bulunduracak olursak, sağlıklı yaşlanmaya ve yaşlılıkta önlenemeyen sağlık sorunlarına biraz daha dikkatle bakmamız gerekecektir. Son yıllarda ülkemizde Geriyatri adına meslek ve sivil toplum örgütlerinin artışı sevindirici olmakla birlikte, sağlık sistemi içerisinde bir aile hekimliği bakış açısıyla hizmet verilmesinin gerekliliği nedeni ile akademik aile hekimliği disiplinin katkılarına gereksinim sürmektedir. Alma Ata Deklarasyonu’nun otuzuncu yılını değerlendirdiğimiz bugünlerde, temel sağlık hizmetleri düzeyinde hizmet sunumunun öncelikli hale geldiğini görüyoruz. Bilindiği gibi Alma Ata bildirgesindeki çağrıya uyarak tüm ülkeler birinci basamak sağlık hizmetlerini geliştirmeye çalışmışlardır. Sağlık hizmeti sunumunu geliştirmek ve herkese daha iyi sağlık hizmeti sağlamak için birinci basamak sağlık hizmetlerinin merkezine iyi yetişmiş, kendi eğitim gereksinimlerini saptayabilen, sürekli tıp eğitimi etkinliklerine katılıp kendisini geliştiren, kanıta dayalı tıbbi yöntemlerle bilgi bombardımanı ile başa çıkabilen, bilgi üretiminde etkin görev alan ve destekleyen, gündelik uygulamalarında rehberler kullanıp, hastalarına yüksek nitelikli hizmet sunan ve olanaksızlıklar içerisinde belirsizliği iyi tolere edebilen, ayrışmamış hastaların bakımında uygun kararlar verebilen aile hekimlerinin yerleştirilmesi önerilmektedir. Bu amaçla ülkemizde de sağlık hizmetleri sunumunda birincil bakım konusunda eğitim alan tercihen aile hekimliği uzmanları ve mevcut sahada emeği geçmiş olan tüm hekimlerin sürece dâhil edilmeleri beklenilmektedir.

        Gündelik aile hekimliği uygulamasında kanıta dayalı tıp olmazsa olmaz bir koşul olarak görülse de bireylere hizmet verdiğimizi unutmayarak, öyküye dayalı ve aile yönelimli yaklaşımlar sergileyerek hastaların ruhunun derinliklerindeki gündemi ortaya çıkarmak da bir aile hekiminin görevidir. Biyomedikal bir yaklaşımla bunun yapılamayacağı açıkça ortadadır. Engel’in önermiş olduğu biyopsikososyal yaklaşım bu bağlamda önem kazanmaktadır (1). Bu yaklaşım insani görüşme koşulları da yaratarak çağımızın önemli sorunlarından eşitsizlikleri, engelleri ve hastaların güçsüzlüklerini ortadan kaldırmaya adaydır. Bugüne kadar 100 civarında Geriyatri ve Gerontoloji ile ilgili süreli yayımın yayınlandığı bildirilmektedir, ayrıca Avrupa düzeyinde aile hekimlerine yönelik eğitim müfredatı geliştirme çalışmalarının varlığından söz ediliyor (2). Bu çalışmalar iyi niyetli olmakla birlikte, aile hekimliğinin kendi akademik yapılanması olan tıbbi bir disiplin olduğunu ve bu sürece paydaş olarak dahil edilmelerinin olmazsa olmaz bir koşul olduğunu vurgulamakta yarar vardır.

        ABD ölçeğinde geriyatrik olguların yarıya yakını İç Hastalıkları ve Aile Hekimliği Uzmanları tarafından hizmet almaktadırlar (3). Bu iki disiplin sağlık hizmetine yoğun gereksinimi olan bu risk grubuna dayanışma içerisinde hitap etmelidirler. Sağlık kurumlarına erişimi sıkıntılı olan, sıklıkla ulaşma olanakları olmasına rağmen sağlık hizmetlerinden yararlanamayan, evde bakıma muhtaç olan, rutin sağlık, hizmetleri arasında yer almayan hizmetlere gereksinimi olan yaşlı hastalara sadece geriyatrik bir yaklaşımla yararlı olmamız mümkün olmamaktadır. Bireye yönelik, insancıl, entegre bakım hizmeti sunumu bu durumlarda en önemli gereksinimdir. Bir önceki yıl yayımlanan Silver Paper’de Avrupa Geriyatri Toplulukları ve Ajansları’nın önerdikleri “Sağlığı Geliştirme ve Koruma”ya ve “Klinik Bakım”a ilişkin konular (4) doğrudan aile hekimliği disiplini ile de ilintilidir. Basamaklandırılmış bir sağlık örgütlenmesi içerisinde ilgili uzmanlar ve olanaklıysa geriyatri uzmanı ile işbirliği içerisinde yaşlı bireylerin bakımı “paylaşılmış” bakım modeli ile karşılanabilir. Şüphesiz yaşlı ya da eve bağımlı bireylere yönelik bakım hizmetlerini bir ekip çalışması ve işbölümü çerçevesinde sunmak gerekir. Özellikle yaptığımız ev ziyaretlerinde ya da poliklinik görüşmelerinde bakıma muhtaç kişinin bakım veren kişisini  de incelemek de yarar vardır (5). Bazen bakım veren kişilerin bakım alan kişiye göre daha çok yardıma gereksinimleri olabilir. Diğer bir değişle “sessiz hasta” konumunda olabilirler (6).

               Sözlerimi; Hesiod’un Teogonia isimli eserinde ifade ettiği düşünülen sözlerle sonuçlandırmak istiyorum: “Birisi doğru yarımı seçerse, yarım bütünden daha fazla olabilir.” (7).

Saygılarımla,


 Prof. Dr. Hakan Yaman

 Antalya, 15.04.201

 
 
 
  Bugün 4293 ziyaretçi (24166 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol